Hepimizin zaman zaman ertelediği, bir türlü fırsat yaratıp başlayamadığı şeyler olmuştur. Uzun bir aradan sonra diyete veya spora tekrar başlamayı hep önümüzdeki pazartesi gününe bırakmamız gibi `Salı Sallanır` diyerek bir sonraki haftaya itelediğimiz ama sonra da unutup asla geri dönmediğiz şeylerden bahsediyorum.
Haftasonu geldiğinde `aaa bu hafta ne kadar çabuk geçti, yine hiçbir şey yapamadım` dememek icin, bundan böyle her salı hem kendim (evet ben de iflah olmaz bir üşengecim: klübe hoşgeldiniz), hem de sizler icin bir liste hazırlamaya karar verdim. Listenin amacı henüz yeni başlayan haftayı verimli geçirmemiz için küçük minik tavsiyelerde bulunmak…
Çünkü ben artık `Salılar Sallanmasın!` istiyorum;)
Çünkü ben artık `Salılar Sallanmasın!` istiyorum;)
Birçok arkadaşimdan içkarartıcı haberler nedeniyle artık eskisi kadar gazete okumadıklarını duyuyorum. Bu nedenle, bu hafta için tavsiyem kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak ilginizi çeken bir konuda kitap okumanız. Yanlış anlama olmasın, kitapçı raflarını süsleyen `10 adımda…yolları` (boşlukları siz doldurun-stresi yenme, 5 beden incelme vs gibi-) tarzındaki kişisel yardım kitaplarından birini önermeyeceğim. Herbirimizin tek ve özel olduğunu düșünen biriyim, bu nedenle değişim ve gelișim bizim içimizde ve sadece biz istersek bașlayabilir.
Bu haftaya ilgimizi çeken sevdiğimiz bir konuda daha fazla bilgi sahibi olmamızı sağlayacak bir kitap okuyarak bașlamaya ne dersiniz? Tiffany`de Kahvaltı (Breakfast at Tiffany`s) ve Roma Tatili (Roman Holiday) filmlerini tekrar tekrar izlemeye doyamayan bir Audrey Hepburn hayranı olarak, Audrey`nin hayatı her zaman ilgimi çekmiștir. Ama zamanında alıp okuyamadığım -malum salılar sallandığı için- Audrey Hepburn`ün hayatını anlatan kitaba bu hafta bașlamaya karar verdim.
Sinema ikonlari serisinin bir parçası olarak Ingilizce yayımlanan `A. Hepburn` kitabı, Audrey`nin özel hayatı ve sinema kariyeri hakkında detaylı bilgi veriyor. Kitapta sinema yıldızı olmasının yanısıra bir stil ikonu da olan Audrey`in fotoğraflarına da bolca yer verilmiș. Ben kitabı șimdiden bașucuma koydum bile…
(Kitap bilgileri: Movie Icons: A. Hepburn. Editor: Paul Duncan. Yazılar: F.X. Feeney. Fotoğraflar: The Kobal Collection. Yayınevi: Taschen. Amazon `dan online alabilirsiniz.)
Nereye Gitsek?
Bütün kıș evde yeteri kadar kapalı kaldık, artık açık havaya çıkıp oksijen depolamanın zamanıdır. Bu haftanın bir gününü kendinize ayırıp, doğayla bașbașa kalabileceğiniz bir yere gidin. Çok uzak olmasına gerek yok, evinize yakın bir yer köşedeki çocuk parkı bile olabilir. Veya öğle yemeği molanız için ofisten kaçip sığındığınız bahçe içindeki minik cafe. Ruh halinize göre bir bankda oturup gazete, derginizi okuyun veya haftasonu sahilde koşun. Ben uzun zamandır depoda kendisini güneşe çıkartmamı bekleyen bisikletimle haftasonu nehir kıyısında turlamak istiyorum;)
http://gonchagoncha.blogspot.com/ |
Siz de benim gibi günde en az 8 bardak su içmenin gerektiğini bile bile yine de gün içerisinde su içmeyi unutanlardan mısınız? Düzenli su içme alışkanlığı kazanabilmek için denemediğim yol kalmadı. Çantamda sürekli renkli, şirin desenli su termosu taşımak, telefonumun her bir saatte `su içmelisin` uyarısı vermesi, buzdolabının üzerindeki `su içtin mi?` yazılı post-it`ler falan bende hiçbir işe yaramadı.
Neyse ki sonunda hem su içmemi sağlayan hem de görsel ve tatsal olarak tatmin sağlayan bir yöntem buldum. Sürahinin içine incecik kesilmiş birkaç salatalık dilimi koyuyorum. Hem taze salatalık suya hoş bir koku veriyor, hem de sürahideki su daha renkli ve estetik duruyor. Özellikle yaz akşamları balkonda veya terasta misafir ağırlayıp parti vermeyi sevenlerdenseniz muhakkak denemelisiniz. Sürahi ve bardakların içindeki salatalik dilimleri ortamı renklendiriyor. Mevsimine göre, salatalık dilimleri yerine bazen limon dilimleri, taze nane yaprakları yada frenk üzümü de kullanıyorum. (Su sunumu ile ilgili daha ayrıntılı bir yazıyı önümüzdeki günlerde yazmayı planlıyorum. Unutursam hatırlatın lütfen!)
Ne Yapsak?
http://gonchagoncha.blogspot.com/ |
Uzun zamandır görüșemediğiniz arkadașlarınızı aramanızın zamanı gelmedi mi? Toplantılar, sınavlar, aile yemekleri derken vakit ayıramadığımız dostlarımız olabiliyor bazen. Ama gerçek arkadașlıklar hiçbir zaman araya giren mesafelerden veya zamandan etkilenmiyor değil mi?? Ilk bulușmada daha dün ayrılmıș gibi bașlarsınız anlatmaya, arkadașınızın sizi anlayacağından emin olarak. Bir akșamı hayatınızdaki son gelișmeleri paylașıp, sezonun moda renklerini tartișıp, erkekleri çekiștireceğiniz bir șekilde planlamaya ne dersiniz? Unutmayın, kızkıza vakit geçirmek için bir bahane her zaman bulunabilir. Benim önerim bir Meksika restoranında bulușup Margarita eșliğinde (benim favorim çilekli Margarita) eğlenceli vakit geçirmeniz. Hazır anlatacak, paylasacak o kadar fazla konu birikmișken hayatınızda…
Salılar Sallanmasın!
3 comments:
Ben de o bir cok Audrey hayranindan biriyim. Amazon UK den aldigim cok buyuk bir Audrey kitap ve DVD leri koleksiyonum var, bir post da onunla ilgili mi yapsam : ) Salilar cidden sallanmasin : )
Audrey kitaplari ve favori high heels postunu yaptim sonunda : ) beklerim
Su icmenin en keyifli yolu !! bende minik minik sari ve yesil limon kabuklari dilimliyorum ve sicak yaz gunlerinde hem kendi hemde evimize gelmis arkadaslarin hararetini aliveriyorum :))
Birde arada cok minik parca zencefil atiyorum suyun icine ! suyun ph degerini arttirmak icin ;)
xxx
Post a Comment